Kan Vermek, Trombosit Vermek ve İlik Vermek, Yani Hayat Vermek


Maalesef bu kez yurtdışından alışveriş, makyaj, evlilik değil konu. Lütfen anlattıklarımı sonuna kadar okuyun.

Başımıza gelmeden anlayamayacağımız, empati yapamayacağımız birçok durum var hayatta. İnsan kendini ne kadar kanser hastası gibi düşünse de onları gerçekten anlayamaz mesela. Küçücük evladının kanser olduğunu düşünmek istemez, onu o duruma koyamaz, başına gelmeyeceğini sanabilir, yaşamadan anlayamayabilir. Maalesef hayat sandıklarımızdan, şuan bizim yaşadıklarımızdan ibaret değil. Özellikle kazaları hiç düşündünüz mü? Yakın bir arkadaşımın başına gelen bir acı olayı hatırlıyorum, daha doğrusu unutamıyorum. Okuldan ayrıldık ve ertesi gün ona otobüs durağında araba çarptığını öğrendim. Evet, otobüs durağında otururken. Sonuç olarak bacağı kopmuştu. Benim için unutulmayacak bir olaydı. Ne kadar unutamasam da onun yaşadıklarını birebir anlamam çok zordu. Kazalar maalesef hep bir anlık, hep aklımıza gelmeyecek şekilde olurlar. Başımıza ne zaman ne geleceğini hiç birimiz bilmiyoruz. İstediğimiz kadar dikkat edelim, istediğimiz kadar önlem almaya çalışalım, maalesef bazı şeylerden kaçış olmuyor. Bayram öncesi bunları size neden anlatıyorum, daha önce hiç böyle kötümser bir yazı yazmamışken ramazanın bitimi ve heyecanla beklediğimiz bayramın başlangıcı olan arefe gününde neden böyle bir yazı yazıyorum diye düşündünüz.

Böyle durumlar için empati yapamıyoruz evet ama bence onları biraz olsun anlayabilmek için yapabileceğimiz şeyler var. Ülkemizde kansere yakalanmış çocuk, genç, yetişkin ve yaşlı, uygun ilik bekleyen birçok insan var. Ağır kaza geçirmiş, büyük ameliyatlar atlatmış, kana ve trombosite ihtiyacı olan birçok insan var. Bu durumların bizim başımıza gelmeme garantisi yok. Bir gün bizim de, kendimiz veya sevdiklerimiz için iliğe, kana, trombosite ihtiyacımız olmayacağının garantisi yok. Bunları size anlatmak istedim çünkü güzel bayramlar geçirmeyi en az bizim kadar hakeden birçok hasta var.


Geçtiğimiz günlerde Bahçelievler Medicalpark'ta yatan Yunus için trombosit ihtiyacı olduğunu Twitter hesabımdan duyurmuştum. Oruçlu olduğum için gündüz gidemedim, iftardan sonra Yunus'un babasına mesaj attık ancak dönüş olmadı. Aklıma geldikçe hep üzüldüm, acaba mesaj mı gitmedi, arasak rahatsız olurlar mıydı, kim bilir ne durumdalardı diye hep düşündüm. İki gün sonra sabah erken kalktım, Facebook'taki Tüm Kan Gönüllüleri sayfasında Yunus için hala trombosit arandığını gördüm, görür görmez tekrar mesaj attım, bu kez 5 sn içinde arandım. Telefondaki ses beklediğim gibi bitkin ve çaresizdi. 1 saate hazır olup Yavuz'la birlikte hastaneye gittik. Bu arada o gün oruç tutamamam da Yunus'un şansınaydı. Babasıyla görüştük, Yunus maalesef lösemi hastasıydı ancak şanslıydı ki ablasının iliği ona uymuştu. Bir ay önce ilik nakli olmuştu ancak düzenli olarak trombosite ihtiyacı vardı. Babası da bir aydır hiç göremediği çocuğu için çaresizce ulaşabildiği şekilde trombosit arıyordu. Önce bir form doldurdum, ardından kan değerlerine bakılması için ufak tüplerde kan verdim, hepimizin kan tahili yapılırken verdiği gibi. Sonuçlara bakılana kadar karnımı güzelce doyurup, işlem sırasında sıkılmamak için dergi, kitap falan aldım. İşlemlerim tamamlanınca trombosit vermeye başladım.

Hepinizin tedirgin olduğu, belki çoğunuzun nasıl yapıldığını bilmediği kısma geldik. Trombosit de, ilik vermek de kan vermekten pek farklı durumlar değil. Gözünüzü korkutacak hiç bir şey yok. İkisinin de azalması size zarar vermiyor, çünkü siz sağlıklısınız, vücudunuz bunları kısa sürede yerine tekrar koyuyor. Dediğim gibi kan vermekten tek farkı sizden aldıkları kan doğrudan yanınızda duran makineye gidiyor. Makine kanınızdan trombositleri ayrıştırıyor ve kanı size geri veriyor. Yani bu işlemde kan da kaybetmiyorsunuz. Makine 10 dk kanınızı alıyorsa 10 dk geri veriyor. Bu işlemler sırasında hiç bir acı çekmiyorsunuz. İğne kolunuzda duruyor ve gerçekten hiç bir acı olmuyor. Bu şekilde işlem devam ediyor ve 1-1 buçuk saat kadar sürüyor. Bu sırada benim gibi derginizi okuyabilir, yanınızdakiyle sohbet edebilirsiniz. Ben 58 kiloyum, trombosit vermek için kilonuzun 50'nin üzerinde olması gerektiği söyleniyor. Bünyem de zayıftır, her şeyden çok çabuk etkilenirim ve küçükken yaşadığım kötü kazalar nedeniyle maalesef hastane korkum da vardır. Bu işlemi ben bile yaptırabiliyorsam emin olun korkulacak bir şey yoktur. Korkarsanız veya aklınızda tereddüt olursa her gün bu makinelere bağlı küçücük çocukları ve sizin korkunuzdan veremediğiniz kanınıza muhtaç olan insanları düşünün, şükredin ve elinizden geleni yapın.

Trombositi verdikten sonra ne baş dönmesi oldu ne halsizlik. Sonra hastanede B grubu kana ihtiyaç olduğu söylenince Yavuz da kan verdi. Kan verme işlemi zaten çok kısa sürüyor. 10-15 dk'da ben dinlenene kadar oruçluyken kan verdi. O da acil ihtiyacı olan bir hastaya ulaştı. Sonra biz o insanlara yaptığımız ufacık iyilikle mutlu olup evimize döndük.

Kan verme işleminin de hiç bir yan etkisi olmaz. Yok kilo aldırır yok zayıflatır, mide bulantısı yapar, böyle şeylere inanmayın lütfen. Aksine kan vererek vücuttaki kanı yenilediğiniz için daha sağlıklı bir yapıya sahip olursunuz. Ayrıca kan bağışı yapmak kalp krizi ihtimalini %90 azaltır. İhtiyaç halinde olan birçok hasta var, bu yüzden siz de düzenli olarak kan verebilirsiniz.

Kemik iliği vermek de bu işlemler gibi ağrısız, acısızdır. Onun için ilik bankasına gidip gönüllü bağışçı olmanız gerekiyor. Çapa İstanbul Tıp Fakültesi Doku Bankasına giderek gönüllü olabiliyorsunuz. İlk etapta trombositte olduğu gibi sizden kan örneği alıyorlar ve kemik iliği bağış formunu dolduruyorsunuz. Bilgileriniz sisteme kaydediliyor. İlik maalesef trombositteki gibi yalnızca kan grubunun uyuşmasıyla olmuyor. %25 ihtimalle kardeşlerin iliği uyumlu oluyor ancak olmama durumunda iş zorlaşıyor. Ülkemizde ilik bağışçısı az ve maalesef tam uyum zor olduğundan hastalar için ilik bulmak bazen imkansız olabiliyor. İşlemler sonrasında sizin iliğinize uygun hasta olduğunda ayrıntılı tarama yapılıyor, işlemden 4-5 gün önce gerekli aşıları olup hazır hale geldiğinizde kolunuzdan kan bağışı yapar gibi iliğinizi veriyorsunuz. Bu yöntem hiç bir tehlike taşımıyor ve kesinlikle ağrı veya acı olmuyor. Eski yöntemde kan leğen kemiğinizden özel iğnelerle alınıyordu ancak belirttiğim gibi artık kolunuzdan da alınabiliyor, işlemin nasıl olacağına siz karar veriyorsunuz. Eğer İstanbul'daysanız Çapa'ya gidip gönüllü olabilirsiniz, fazla zamanınızı almayacak ve sonucunda tek ümidi siz olan bir insana yardımınız dokunacak.

Bayram öncesi sizlere bunları anlatmam belki hoş olmadı ama bildiğim, araştırdığım ve duyarlı olduğum bir konuda sizleri bilinçlendirmesem bunun sorumluluğu beni üzecekti. Ülkemizde bağışçıların az olması maalesef bilinçsizlikten. İlik vermek, trombosit vermek korkutucu şeyler gibi gözüküyor ama hiç değil. Kan da, trombosit de, ilik de acil ihtiyaçtır. Eğer bir hastalığınız yoksa, şartlarınız uygunsa elinizden geldiğince duyarlı olun.

Bu arada trombosit verdiğim 8 yaşındaki Yunus için hala ihtiyaç devam ediyor. İstanbul'daysanız onun için bir saatinizi ayırın ve Bahçelievler Medical Park'a gidin. Gitmeden önce babası Fazıl Bey'i 0536 723 63 04 numaradan arayabilirsiniz. 

Ayrıca Facebook'da sürekli kan ihtiyaçları bildiren Tüm Kan Gönüllüleri sayfasına bakabilirsiniz www.facebook.com/Kangonulluleri 
İhtiyacı olanlara buradan ulaşabilir ya da kan vermek için Kızılay'a gidebilirsiniz. Sizin bildiğiniz ihtiyaç sahiplerine ulaşabileceğimiz hesaplar varsa yorumda bildirin lütfen. Ayrıca bana bu konular hakkında daha detaylı sormak istedikleriniz, aklınıza takılanlar varsa lütfen çekinmeyin, yorum bırakın elimden geldiğince yardımcı olacağım. Anlayışınız ve duyarlılığınız için şimdiden teşekkürler...






15 yorum

  1. böyle güzel bir gunde b öyle guzel,anlamlı bi yazı.. ellerine gönlüne sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Tebrik ederim böyle güzel bir şeye vesile olup bizlere de aktardığın için. Umarım Yunus'ta en kısa zamanda iyi olur.Eline sağlık ..

    YanıtlaSil
  3. Ben de eşim le daha 1 hafta evvel bu konuyu konuşmuştum Çapa ya gidip ilik için kan verelim
    diye internetten biraz araştırma yaptım, ama anlayamadım bir konu var, diyelim birisiyle iliğim tuttu ve nakil yaptık. Tekrar ihtiyaç duyulursa Allah korusun aileden birinin ihtiyacı olursa ilik tekrar verilebiliyormu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Elif, evet ilik tekrar verilebiliyor, zaten bağış yaptıktan sonra ilik bankasında hala bağışçı olarak gözüküyorsunuz isteğiniz o yöndeyse.

      Sil
  4. Çok bilgilendirici bir yazı omuş ve size bu duyarlılığınız için teşekkür ederim.Rabbim hep yanlarında olur inşallah.Bir an önce sağlıklarına kavuşurlar inşallah.

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş, ellerine sağlık. Trombosit bağışının nasıl yapıldığını bilmiyordum, sayende öğrendim. Bu konularda bizim korkularımızın hiç bir önemi yok.Önemli olan karşımızdaki insanların sağlığı.Toplumumuzu özellikle kemik iliği bağışı konusunda bilinçlendirmek gerek..

    YanıtlaSil
  6. Duyarlılığın çok güzel. Bizlerle de paylaştığın için ayrıca teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil
  7. Kesinlikle çok bilgilendirici bir yazı olmuş öncelikle teşekkür ederim.İstanbul dışındayım keşke orda olabilseydim.Bazen mesafeler engel olabiliyor :(

    YanıtlaSil
  8. Çok anlamlı bir yazı ve çok doğru zamanlı bir anlatım, duyarlılığın için teşekkürler!

    YanıtlaSil
  9. Güzel bir konuya değinmişsiniz, sağolun. Bloglarda hep neşeli hayatların anlatımları ve fotoğrafları oluyor genelde, ama anlattıklarınız da hayatın ta kendisi...

    YanıtlaSil
  10. Çok duygulandım, ne güzel dile getirmişsin.

    YanıtlaSil
  11. Gizemcim acaba ihtiyaç hala devam ediyor mu biliyor musun? Benim evime çok yakın hastane ben de gidip bağış yapmak istiyorum ama?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Facebooktaki grupta hala duyurusunu yapıyorlar zaten devamlı alması gerekiyordu trombosit. 0536 723 63 04 bu numaradan babasını ara o da hastanede devamlı zaten seni yönlendirir, ihtiyaç varsa gidip tahlili yaptırırsın. Beni de haberdar et, çok sevgiler :)

      Sil
  12. böyle bir konu hakkında yazıp bir çoğumuzun duygularına tercuman olduğun için gerçekten çok teşekkür ederim.. evet bayram öncesi fakat bu bir gerçek ve binlerce insan bu gerçekle yaşıyor her gün.. ben hepatit b geçirdiğim için kan veremiyorum ve muhtemelen diğer işlemler de yapılamaz ama gerçekten çok çok isterdim bu yüzden etrafımdaki insanları yönlendirmeye çalışıyorum elimden geldikçe.. yazını blogumda paylaşmak istiyorum iznin olursa, sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Canan, tabi ki istediğin gibi paylaşabilirsin, duyarlılığın için çok teşekkür ederim :)

      Sil