Yeni Başlayanlar İçin Kedi


Yeni bir yazı dizisiyle daha karşınızdayım efendim. Bu kez kedi sahiplenmek isteyenler için kedi bakımıyla ilgili tavsiyelerde bulunacağım. Bu fotoğraftaki benim Minnaş'ım, ellerinizden öper :)

Kedi sahiplenmek istiyorsunuz ama aklınızda soru işaretleri mi var, tam burada Balköpüğü sizlere yardımcı olacak :) Evinizi minik dostunuzla paylaşmadan önce neler yapmanız gerekli önce bundan bahsedeceğim.


Kedi Dostunuzu Seçerken

Aslında kediler için onların sahiplerini seçtiği söylense de her zaman böyle olmayabilir. İlk ve en önemli tavsiyem kediyi sahiplenmeniz. Unutmayın ki hiçbir ücret ödemeden sahiplenebileceğiniz, özellikle barınaklarda ve sokaklarda  insani tehlikeler altında, sizin yardımınıza muhtaç birçok kedi var. Kedi sahiplenmeye karar verdiğinize benim gibi sokakta zor durumda olan bir kediye yuvanızı açabilir veya çevre barınaklara, güvendiğiniz aktivistlere danışabilirsiniz.

Seçim yaparken sizi bekleyen birçok soru var. Bunlardan ilki cins bir kedi mi yoksa sıradan (aslında hiç de sıradan olmayan) bir kedi mi istediğiniz. Cins kedilerin bana göre tek artısı şu ki, kedinizin nasıl olacağını büyük oranda bilirsiniz. Yani büyüklüğü, vücut tipi, tüy özellikleri, hareketlilik ve gürültücülük seviyesi gibi özellikler cinsler arası neredeyse aynıdır. Mesela bir siyam kedisi düşünüyorsanız hareketli, konuşakan, İran kedisi istiyorsanız da daha sakin, sessiz ve çok uyuyan bir kediye sahip olacağınızı baştan bilirsiniz. Cins kedilerde meyilli oldukları hastalıklar dahi önceden bilinebilir. Örneğin İran kedileri solunum yolu hastalıklarına ve basık yüz özelliklerinden dolayı gözyaşı kanallarının tıkanması ve göz akması gibi problemlere eğilimlidirler. 

Kökeni ne olursa olsun, görünümü nasıl olursa olsun tüm kedilerde özel bir ev hayvanı olma potansiyeli vardır. Komşunuzun yavrulayan kedisi, sokakta dış etkenlere karşı savunmasız bir kedi, barınakta sahiplenmeyi bekleyen cins ya da cins olmayan bir sürü kedi size harika bir ev arkadaşı olabilir. 

Kedi sahiplenmeye karar verdiğinizde aklınızı kurcalayan en önemli sorulardan biri de yavru kedi mi, yetişkin kedi mi sorusudur.

Yavru kedilere kedi sevmeyen insanlar dahi bayılır. Minicik patileri, şirin suratıyla size kendisine aşık edebilir. Gelin öncelikle yavru kedinin avantaj ve dezavantajlarından bahsedeyim..

Yavru kediler bebekten farksızdır. Çok düz mantık olacak ama ufak bir bebekle birçok işini kendi görebilen bir çocuğu düşünün. Aynı bu şekilde yavru kediler bir süre size muhtaçtır. Sizin her hareketinizi kocaman gözleriyle izler, her sese kulak kabartır, ve her şeyi merak ederler. Benim minnaş gibi yavru bir kedi sahiplenmek istiyorsanız kısa zamanda size bağlanacak, doğruyu yanlışı, sınırlarınızı sizden öğrenecek, sizinle büyüyecek bir kediye evinizi açacaksınız demektir. Bunun tabi ki zorlukları da var. Yavru kediniz tuvaletinin yerini hemen öğrenemeyebilir, saatlerce sizinle oyun oynamak isteyebilir, oradan oraya zıplayıp ev eşyalarınızı kırıp dökebilir, ve kendine çok çabuk zarar verebilir. Bunlar gözünüzü korkutmasın :) Onun bu süreçte biraz fazla üstüne düşmek, evinizi biraz güvenli hale getirmek ve sıkılmadan kuralları ona hatırlatmak işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Sizinle yaşadığı süre boyunca doğru davranışlar sergilemesini istiyorsanız ilk aylarda tuvalet kabını kullanmak, kanepe yerine tırmalama tahtasını tırmalamak, ve elinizin ısırılacak bir oyuncak olmadığını anlatmak gibi bazı davranışları ona aşılamanız şart.

Yetişkin bir kedi düşünüyorsanız bunun da avantaj ve bazı ufak dezavantajları var. Yetişkin bir kedide huy ve karakter özellikleri muhtemelen oturmuş olacaktır. Sakin bir kedi istiyorsanız, tüm yavrular hareketli olacağı için, yetişkin kedide bu özelliğin olup olmadığını çok rahat anlayabilirsiniz. Yetişkin kedilerin bakımı yavru kedilere göre daha kolaydır, size daha az bağımlıdırlar, evde kolayca yalnız bırakılabilirler. Yetişkin kedilerde olabilecek dezavantaj, davranış bozukluğu olan bir kedi sahiplenmenizdir. Tuvalet kabı bilinci olmaması, mobilyaları tırmalaması gibi yaygın görülen problemler olabilir. Tabi ki bunlar ihtimaldir ve başa çıkılamayacak problemler değillerdir. İnsanlar görünüşlerine bayıldıkları için genelde yavru kedileri sahiplenseler de yetişkin kediler de en az yavrular kadar sevecenlerdir ve kesinlikle onlar da ikinci şansı hakediyorlar.

Buraya kadar kafanızda soru işareti kalmadıysa seçeceğiniz kedinin cinsine, yaşına, ihtiyacına göre ilk etapta alınması gerekenlerden bahsedeceğim.

Tuvalet kabı (Bu konuda birçok seçenek var. Ben Catit Smart Sift otomatik tuvalet kabını kullanıyorum. Benim için avantajı diğer otomatik tuvaletlere göre daha uygun fiyatlı olması, el değmeden temizlenebilmesi ve kapalı olması. Kutudaki kol sayesinde dışkıyla ve idrarla topaklanan kum eleme haznesinden geçip çöp poşedine dökülüyor. Belirli aralıklarla çöp poşedini değiştiriyorsunuz, kum da uzun süre temiz kalıyor. Benimkinin dışında tam otomatik, suyla temizlenen, gidere bağlanan tuvaletler de var, ama birazcık tuzlu. Onun dışında daha ekonomik olan klasik tuvaletler de kullanılabilir, bu tuvaletlerde kediniz kirlettikçe küreğiyle temizlemeniz gerekmektedir.)

Tuvalet kumu (Tercih edeceğiniz tuvalete göre değişkenlik gösterse de ben klasik tuvaletlerde de kullanılabilen topaklanan, ince taneli ve kokulu kedi kumlarını tercih ediyorum. Bunun dışında sıvıyı emen silika kumlar da klasik tuvaletlerde tercih edilebilir.)

Mama (Sahipleneceğiniz kedinin yaşına bağlı olarak tercih yapılır, bir yaşına kadar yavru kediler için olan mamalardan kullanılabilir. Ben veterinerimizin önerisine göre Hill's Science Plan Kitten serisi ile beslemeye başladım. Proplan, Iams gibi mamaları da kullanmaya başladık. Bu konuda kesinlikle kulak asmanız gereken önerim özellikle yavru kediler için ilk aylarda asla market mamalarıyla beslememeniz. Bunun yerine alması gereken vitaminleri, mineralleri alabileceği kaliteli mamalar kullanmanız. İlk başta mamalar pahalı gibi görünse de aslında günlüğü 1 TL'ye falan geliyor bizim aldığımız mamanın. Yani diğer giderlere göre aslında mamalar çok uygun.)

Mama ve su kabı (Porselen ya da çelik olanlardan tercih etmelisiniz, aman plastiklere yanaşmayın)

Taşıma çantası (Sahiplenmeye gittiğinizde mutlaka yanınızda bulunmalı, veteriner kontollerinde de ihtiyacınız olacak.)

Yatak ya da kedi evi (Yavru kediler bunlara çok çabuk alışsa da yetişkin kedileri alıştıramayabilirsiniz. Kedinizin canı nerede isterse orada yatabilir, keyfi bilir:) Benim minnaş her gün yatmasa da yatağını seviyor ve kullanıyor.)

Oyuncaklar (Kesinlikle oltalı bir oyuncak edinin, kediler bunlara bayılıyor. Gün içinde kedinizle bol bol oynamalısınız ki enerjisini atabilsin. Kendi kendine oynayacağı oyuncaklar da almalısınız. Şişe kapağı, yumak, sarkan kurdele gibi bedava oyuncaklar da var:) )

Tırmalama Tahtası (Önerim basit tırmalama tahtalarındansa oyuncaklı, ilgisini çekecek bir model almanız. Benim minnaş için aldığımın üzerinde zilli toplar var, onlarla oynadıkça tırmalıyor. Maaşallah diyelim bu konuda beni hiç üzmedi, umarım böyle de gider. Alıştırmak için kedi otu spreylerinden de yararlanabilirsiniz. Mümkün olduğunca orada zaman geçirmesini sağlayın.)

Evet şimdilik temel liste bu kadar. Daha sonrasında tırnak makası, fırça, tarak gibi ihtiyaçları da olacak, bunları kedinize göre ilerleyen zamanlarda da seçebilirsiniz.

Bu ihtiyaçları tamamladıktan sonra kediyi sahiplendiniz. İlk işiniz tabii ki veterinere gitmek! Kontrollerini, aşılarını ve iç dış parazitini yaptırmalısınız. Minnaşı 2-3 haftalık civarında sahiplendiğim için oldukça küçüktü. Belirli aralıklarla aşılarını yaptırdık, ilk yıl toplamda 4 aşısı var, onları tamamladı. Düzenli olarak iç dış parazit tedavisi de oluyor, dışarı çıkmadığı halde tedbiri elden bırakmamak gerek. 

Kediler İnsanlara Hastalık Yapar Mı?

Maalesef kedi sahiplenmek isteyen insanların ilk aklına gelen şey bu. Ben çocukluğumdan beri sokak kedileriyle o kadar haşır neşirim ki, inanın bu düşüncelere göre şimdiye kadar ölmem gerekirdi. Neredeyse sokakta gördüğüm her kediyi severim, kucağıma alır mıncıklarım. Tabi ki sağlık kontrolleri yapılmayan kedilerde hastalık olabilir. Ama evinizde bakacağınız, düzenli olarak veterinere götürdüğünüz kedi (bu kanıtlanmış) insanlardan daha temiz hale geliyor. Herkesin bildiği bir yanlış da kedilerin kist yapması. Bu konuda araştırmadan uydurulanlar maalesef dilden dile dolaşıyor. İşin aslı şu ki kedi ve köpek tüyünün yutulması asla kist yapmaz! Kist oluşumuna neden olan şey PARAZİTTİR. Eğer yuttuğunuz tüye dışkı bulaşmışsa, bu dışkı parazitliyse haklısınız kist olabilirsiniz. Ancak evde beslenen, parazit tedavisi olan, düzenli veteriner kontrolü yapılan bir evcil hayvandan size hastalık bulaşma ihtimali yoktur. Parazit yalnızca hayvanlardan değil, yıkanmamış meyve sebzelerden, çiğ tüketilen etlerden de bulaşabilir. Yani hayvanınızdan daha çok korkmanız gereken şeyler var :) 
Hamileyken kedi beslemek de bilinenin aksine tehlikeli değildir. Kedilerin dışkısından bulaşabilecek toksoplazma için dışkıyı doğrudan ellemeniz gerekiyor. Değil hamileler, normal kedi besleyicileri de zaten dışkıya dokunmuyor :) Veteriner hekim Gizem Taktak'ın yazısından bir alıntı yapayım:

"Bir ev kedisinin toksoplazma enfeksiyonunu alması için sürekli dışarıya çıkması ya da avlanması gerekir. Eğer kedinizin dışarı ile teması yoksa çiğ et ile beslenmiyorsa ve de avlanma ihtimali yoksa toksoplazma hastalığı ile enfekte olma şansı da yoktur.
Kediniz daha önceden dışarı da yaşayan bir kediyse ve endişeleniyor olabilirsiniz. Bu durumda bile çok fazla endişelenmeyin. Çünkü, toksoplazma ile enfekte kediler , dışkılarıyla toksoplazma organizmalarını sadece kısa bir süre içerisinde dökerler. Eğer kediniz hastalığı taşıyorsa minimum 48 saat içerisinde hastalık yapan etmenleri taşır. Her gün düzenli kum kabının temizlenmesi bunu önler.
Kedinizin kum kabını temizledikten sonra ellerinizi yıkamak gibi basit bir hijyen kuralına uyarak bulaşma riskini de engellemiş olursunuz. Çünkü bu hastalık sadece dışkı ile direk temas ile geçer. Hayvanınızı sevdiğiniz de ya da okşadığınız da tüylerinde alabileceğiniz bir etmen değildir."

Umarım hastalıklarla ilgili aklınızı kurcalayan düşünceleri giderebilmişimdir. Benim gibi kediseverlerin en çok alındığı konulardan biri bu yanlış bilinenler :)

Evet önerilerime dikkate alıp bir minnoş sahibi olursanız zorluk çekmeyeceksiniz :) Hayatınıza bu minik canla renk gelecek, kahkahayla hatırlayacağınız bir sürü komik anınız olacak. Onu sahiplendiğiniz anda farkedeceksiniz ki kediler çok özel hayvanlar. Size yakın bir arkadaş, şefkatle kucaklayacağınız bir yavru olacak. Geç kaldığınız günler için üzülebilirsiniz bile :) İlk yazımı böyle sonlandırıyorum. Merak ettikleriniz, yazıda cevap bulamadıklarınız için sorularınızı yorum olarak bırakabilirsiniz. 





27 yorum

  1. Bedava oyuncaklara lastiği de eklemek gerekir :) Benim ki bayılır ve yazdığın gibi eğer bütün aşıları tamsa bir kedinin hastalık bulaşma olasılığı neredeyse sıfır.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı olmuş! Gereken her şeyi açıklamışsınız :)

    YanıtlaSil
  3. Alasım var ama karışık geliyor bana. Bakamazsam iye korkuyorum. Bilgim çok az benim

    YanıtlaSil
  4. Bizde 1,5 aylık bir kedi sahiplendik.kucağımıza geldiğinde patileri ile sanki masaj yapıyor bir yandanda bizi yalıyor neden olabilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hehehe daha sütten kesildiğine adapte olamamış olabilir :) O yoğurma hareketi birçok kedide küçüklükten kalan bir alışkanlık oluyor. Annelerini emerken o hareketi yapıyorlar süt gelsin diye. Daha önce sokakta baktığım 2-3 yaşlarındaki kedi de kucağımda aynı hareketi yapıyordu, mutluluğu ifade ettiği de söyleniyor :)

      Sil
  5. ben de birkaç ay önce sokaktan minik bir kediş sahiplendim. kedilerden çok korkmama rağmen bunu yaptım. bu süre içinde de korkumu epey yendim. bir kediyi kucağıma alıp sevebileceğimi hiç düşünmezdim. :) ama şu an 5-6 aylık olmasına rağmen oyun oynarken ya da alakasız bir zamanda hala ısırıyor, bacaklarımıza atlıyor. bu huyu hiç değişmeyecek mi acaba diye korkuyorum açıkçası. geçiyor mu ileride ne dersiniz? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyy ne güzel çok sevindim :) Aslında hiç de bize zarar verecek kapasitede hayvanlar değiller dimi? :)

      Oynarken arada ısırma huyu maalesef benim minnaşta da var, daha önce baktığım hiçbir kedide yoktu, bunun da sebebi onlar bu kadar küçük değildi, yani kediye biz alıştırıyoruz elin ısırılacak bir şey olduğunu. İlk aylarda mümkün olduğunca elle oynatmamak gerekiyor, parmakların ısırılacak bir şey olmadığını anlaması lazım. Isırdığı zaman yüksek sesle hayır demek işe yarıyormuş veteriner de böyle söyledi ama ben kıyamadığımdan ve oynamayı sevdiğimden sözümü geçiremedim :) İlerde geçtiğini söyleyenler de var, mümkün olduğunca sınır koyarsak vazgeçerler bence :)

      Sil
    2. Isırma durumu geçmeye biliyor benim kızım 1,5 yaşında hala oynarken ısırıyor üstelikte büyüdüğü için biraz can yakmaya başladı.. Ancak farkettim ki kolonya kokusundan nefret ediyorlar elime kolonya sürünce hemen kaçiyor, ısırmıyor. Yani küçükken bu yöntemle ısırmalarını bıraktırabilirsiniz, yoksa biraz zor.

      Sil
    3. Evet kolonya kokusundan, turunçgillerin, limonun kokusundan hiç hoşlanmıyorlar. Ama ben kolonya sürdüğümde bayağı uzaklaşıyor bu kez de tamamen kendimizden uzaklaştırmayalım :/

      Sil
    4. Ben bu durumu ufak ödüllerle dengelemeye çalışıyorum, misal oynarken ısırdığında kolonya ile uzaklaştırıyorum bir sonraki oynamamızda ısırmayınca ise yaş mama ile ödüllendiriyorum.. Hemen mırlamalar ve mutluluk göstergeleri başlıyor, bu şekilde ısırmayı en aza indirdik :)

      Sil
    5. Benimki de küçükken ısırıyordu ama ben abartılı bir şekilde acı çektiğimi gösterince hemen ısırdığı yeri yalıyordu. Canımızı yaktıklarında tepki gösterirsek anlıyorlar. Artık kesinlikle ısırmıyor.

      Sil
    6. ben de sert bir şekilde hayır diyip kızıyorum ama şimdiye kadar hiç elimi filan yalamasına izin vermedim ısırır diye korkuyorum. elimi uzatınca koklamaya çalışıyor ardından hemen ısırmaya yelteniyor. gerçi şimdiye kadar hiç ısıramadı da. biz pek içli dışlı değiliz sanırım o konuda. neyse ileride büyüdükçe geçer bu huyu diyorum. :)

      Sil
  6. Kist sorusuna ben de çok karşılaşıyorum. Hatta bazı insanlar ısrarla da anlamak istemiyor nedense!
    Ama bir kedi dost edinmek insanın hayattaki en büyük iyikilerinden oluyor. .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çook yaygın bir inanış maalesef, çok üzülüyorum. Kesinlikle kedisi olan insanlar çok şanslı :)

      Sil
  7. Harika bir yazı olmuş! Ben de kedi sahiplenmek istiyorum ve kafamda sorular vardı. Minnaş ın yatak ve tırmalama tahtasını da görmek isterim^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana mail atabilir misin mgizemolus@gmail.com 'dan, fotoğraflarını yollayayım sana :)

      Sil
  8. kızımı sahiplenmeye karar verdiğimde o kadar bilgisizdim ki. İlk mırlama sesini duyduğumda veterineri panikle arayıp hasta olup olmadığını sormuştum. Ama kızım benimle büyüdü, ben onunla büyüdüm. annelik duygusunu öğrendim. iyi ki hayatımızda varlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hehehe benim eşim de mırlamasına başta anlam veremedi. O mırlamanın insanlar üzerinde olumlu etki yaptığı kanıtlanmış, sakinleştiriyor ve nabzı düşüyor :) Evet evet iyi ki varlar <3

      Sil
  9. Benimde 2,5 aylık yavru bir kedim var.Tuvalet sorununu hemen aştık diyebilirim ev içine sadece 3 defa tuvaletini yaptı.İyicie dezenfekte ettikten sonra bol bol gülsüyu döktüm.Tuvaletine kendim götürdüm başında bekledim,şimdi rahatız.Yavru olduğu için mi bilemiyorum tüy dökülüyor veteriner haziran ve eylül arasında tavuk oranı en az olan mamayı yedirmemi tavsiye etti.Tavuk tüy döküyormuş.Şimdi bir tek ısırma sorunumuz kaldı onu da aşarsak ailecek mutlu olucaz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuvalet eğitimleri doğuştan var aslında :) Sadece tuvaletinin yerini öğrenmesi zaman alabiliyor yavrularda, eliyle kazıma hareketi yaptığı gibi kabına koymak lazım :)
      Yavru kedilerde tüy değişimi oluyormuş belirli bir zamanda, eskilerin yerine yeni tüyler çıkıyormuş ama benim kedimde ben hiç böyle bir rahatsızlık yaşamadım. Çok çok az döklüyor tane tane, her gün tarağıyla dökülen tüyleri topluyorum bu sayede hiç dökülmüyor diyebilirim. Mamalar da bunu çok etkiliyor kesinlikle kaliteli mamalarda tüy dökülmesi azalıyor. Bence genel olarak tavuklu mamalar vermeyin, olabildiğince etli olanlardan verseniz daha iyi. Bizim veteriner tavuk hiç vermeyin dedi, hastalığa yol açabiliyormuş.
      Isırması da umarım geçer ben de Pembe Vosvos'un yorumunda yazdığı yöntemi deneyeceğim bakalım :)

      Sil
  10. Teşekkür ederim canım, senin blogunu da bayadır takip ediyorum :)

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel bir bilgi yazısı olmuş eline sağlık.
    Ben de bir ilave ile katılayım:))
    BADEM ailemize geldiğinde 2 haftalıktı tuvalet sıkıntımız hiç olmadı kumunu gösterip içine oturtmak kafi(çocukluğumda da hep kedilerimiz olmuştu) ama temizlik aşamasında çok sonradan farkettim büyük tuvaletini yaptıktan sonra yalanıp temizlenmiyordu sadece küçük tuvaletinde temizleniyordu epeyce sürdü bu yapmam gerekeni öğrendiğimde çok geç kalmıştım maalesef. anneden minicik ayrıldığı için öğrenememiş 4 haftaya kadar anneleri temizliyormuş meğer benim de ıslak bir pamuğu popusuna hafif siler gibi yapmam lazımmış öğrenmesi için ama bilmeyince bunu öğretemedik:(
    BADEM im şimdi 9 yaşına girdi ve hala ben temizliyorum :))) Her türlü temizliğini yapıyor ama popo yok:)) Bir de şimdi azıcık göbeği var ulaşamıyor:))
    Herhalde bize madem öğretmediniz silin bakalım böyle diyordur :)))) ama çok kızıyor silerken de.
    Çok minik kedi alanlar bunu takip etsinler diye paylaşmak istedim. tüm paticanlara kocaman öpücükler.

    YanıtlaSil
  12. Benim "minnak" oglusum 9 yasinda, ve zaman zaman oyun yaparken hala isirir. Ama yukarda yazdiginiz kolonya mevzuusu bizde tam tersi. Yani benimki bayiliyor kolonya kokusuna. Hatta ellerimi yaliyor :-)
    Ama elbette tehlikeli diye buna izin vermiyorum.
    Kedileri sevmezdim eskiden, sinsi olduklari, ne yapacaklari belli olmaz diye düsünürdüm.
    Ama oglusum ocak ayinda 10 yasina girecek ve coook dökülen tüylerine ragmen, bazi yaramazliklarina ragmen onu cok seviyorum ve iyiki bizimle diyorum .

    YanıtlaSil
  13. mamalar vitaminler aşılar oyuncaklar derken çok ucuz bir şey değil ama kedi bakmak için zengin olmaya da gerek yok istemek lazım öncelikle :)

    YanıtlaSil
  14. Merhaba...Bir kedi sahiplenmek için hazırlık yapıyorum.Yaşadığım yerde sokak kedileri bol.Terk edilmiş bir can kurtarmak için nerelere bakmalıyım?Barınağa gidersem küçücük yavruyu bana vermesler herhalde.

    Ve günde kaç kre cat milk le beslemeliyim?Kedi forumunda sorduğum biri benii kovdu.Havasıı yesinler!

    YanıtlaSil
  15. Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık :)) hastalık konusundaki bütün endişelerim silindi, inşallah üniversitede eve çıkarsam en yakın arkadaşım olacak
    Peki geceleri yatağınıza alıyo musunuz, bir sorun oluyo mu ?

    YanıtlaSil
  16. Merhaba çok güzel bir yazı olmuş. Biz sokaktan bir kedi sahipleneceğiz. sevgi ve bakım konusunda manevi olarak hiç bir sıkıntı yok. Öğrenmek istediğim ilk başta veteriner ve aşı masrafları ve sonrasında rutin aylık masrafı ne civarda olur yardımcı olabilirseniz sevinirim

    YanıtlaSil